OKULUMDA İLK GÜNÜM
Bir çocuğun okula başlaması, hem çocuk için hem de anne ve babası için yaşamın heyecanlı , güzel ama bir o kadar da karmaşık duyguların yaşandığı kritik bir süreçtir. Özellikle ailesinden ilk kez ayrılacak olan çocuk için bu süreç daha da önemli olmaktadır. Okula başlama sürecinde çocuklar hatta aileler sevinç, heyecan, korku, kaygı, şaşkınlık ve merak gibi karmaşık duygular yaşayabilmektedir. Bu duygular bazen bir arada bazen de inişli, çıkışlı olabilmektedir. Çocuğun yaşamında yeni bir dönem söz konusudur ve bu dönemde çocuk daha önce deney imlemediği çoğu şeyi okulda ilk defa deneme fırsatı bulacaktır. Çocuğun, ilk kez planlı ve programlı öğretimin gerektirdiği etkinliklere katılacağı, yönergelere uygun hareket edeceği ve başka çocuklarla sosyal ilişkiye girip, arkadaş edineceği bir süreci deney imlemeye başlayacaktır.
Türk dil Kurumu uyumu şu şekilde açıklamaktadır. "Çevreye ve çevredeki değişikliklere uygun davranış şekilleri bulma ve geliştirme sürecidir" . Dünyada uzmanlarca kabul edilen "Uyum" tanımı ise: "Bireyin; sahip olduğu özelliklerin kendi benliği ve içinde yaşadığı çevre ile dengeli bir ilişki kurabilmesi ve bu ilişkiyi yaşam boyu devam ettirebilmesidir " şeklindedir.
Her çocuk doğduğu andan itibaren yaşamla uyum çabası içindedir. Uyum değişen ve sürekli gelişen bir durumdur. Doğumla birlikte anne ve babaya uyum sağlamaya çalışan çocuk, büyüdükçe bulunduğu çevre ve toplumun kurallarına uyum sağlamaya çalışacaktır.Kritik uyum süreçlerinden biri de, çocuğun anne ve babasından ilk, uzun süreli ayrılık yaşayacağı okula uyum sürecidir.
Uyum sürecinin sağlıklı geçip geçmeyeceğini belirleyen en önemli değişken, çocuk ve anne arasında kurulan güvenli bağlanmadır. Bunun yanı sıra çocukların doğuştan getirdikleri kişilik özellikleri ve mizaçta uyumu etkilemektedir.
Bebekler 6. Ay ile 8. Ay arasında yabancı kaygısı adı verilen tepkiler gösterebilmektedir. Yabancı kaygısı, bebeğin tanımadığı kişilere karşı gösterdiği olumsuz tepkiler bütünüdür ( huzursuzlaşma, ağlama, korkma vb.) 6. Aydan sonra bebekler kendilerine bakım veren kişiden ayrı kalma korkusu yaşarlar ve ayrılık kaygısı belirtileri gösterebilirler.
Anne, babaları yada bakım veren kişi yanlarından ayrıldıklarında ağlayarak tepki verirler. Bakım veren kişi kısa süreliğine başka bir odaya gitse dahi ağlayarak tepkilerini gösterirler. Tüm bu süreç o yaş gurubu bebekler için gelişimsel olarak normaldir. Çocuklar 3 yaş civarına geldiklerinde, anne yada babasının, ondan ayrıldıktan belirli bir süre sonra geri geleceği algısı ve bilişsel durumu gelişmiş olacaktır. 3 yaş civarından gelişimsel olarak bir kaygı durumu beklenmemektedir.
Çocukların, okula başladıkları ilk günlerde, ağlayarak gitmek istemeyişlerinin nedeni; yeni girdiği ve birden bırakıldığı bu yeni ortamda, kendini güvende hissetmemesidir. Anne ve babasının bir daha gelmeyecekleri düşüncesi ve okuldaki kişilere güvenmemeleridir. Okula başlama yaşı psiko-sosyal gelişimine uygun olan çocuklarda, okula alışma süreçleri birkaç haftalık süre içinde sağlanabilmektedir.
Okul uyum süreçleri her çocukta farklılık göstermektedir. Bazı çocukların uyumum daha kolay bazılarının ise daha zor olabilmektedir. Ebeveynlerimiz kıyaslama yapmadan, çocuğa saygı göstererek, anlayışla yaklaşmaları gerekmektedir. Hem okula hem de ailelere çocuğun uyum sürecini sağlıklı bir şekilde geçirmesi için görevler düşmektedir.
Uyum sürecinde dikkat edilmesi gereken konular şu şekildedir.
- Çocuğun gelişim dönemi uyum sürecinde göz önüne alınmalıdır. 3 yaş okula başlamak için dengeli bir yaştır.
- Çocuktan gelecek ipuçları değerlendirilmelidir. Çocuk, istekli görünmeye başladığında, okulla ilgili sorular sormaya başladığında ve arkadaşlarının okula başladığı zamanlar dikkate alınmalıdır.
- Okula sömestrin başında başlatılmasına dikkat edilmelidir.
- Okula başlamadan önce okulla ilgili bilgiler verilmeli, okulda neler yapılacağı anlatılmalıdır.
- Okulla ilgili bilgi veren resimli bir broşür incelenebilir.
- Anne ve babalar çocuklara, okula neden gideceğini çocuğun anlayacağı basitlikte ve açıklıkta anlatmalıdır.